RÖPORTAJ

“Artık Dijital Pedagoji Zamanı”

Yazar  | 

BAHÇEŞEHİR KOLEJİ GENEL MÜDÜRÜ ÖZLEM DAĞ:

DİJİTAL EĞİTİM ARTIK HAYATIMIZIN AYRILMAZ BİR PARÇASI… PANDEMİ SONRASI DÜNYADA DA DİJİTAL EĞİTİM VE YÜZ YÜZE EĞİTİMİN BİR ARADA YÜRÜTÜLECEĞİ HİBRİT MODELİN YAYGINLAŞACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR. BAHÇEŞEHİR KOLEJİ, DİJİTAL EĞİTİM UYGULAMALARINA 12 YIL ÖNCE BAŞLAYAN VE GELİŞTİRDİĞİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMALARINI 3 YILDAN BU YANA AKTİF OLARAK KULLANAN TÜRKİYE’NİN VE AVRUPA’NIN EN BÜYÜK EĞİTİM KURUMLARINDAN BİRİ. BAHÇEŞEHİR KOLEJİ GENEL
MÜDÜRÜ ÖZLEM DAĞ İLE PANDEMİ DÖNEMİYLE BİRLİKTE DAHA DA ÖNE ÇIKAN DİJİTAL EĞİTİMDEKİ ÖNCÜ UYGULAMALARINI, EĞİTİMİN GELECEĞİNİ, HİBRİT ÖĞRETMENLERİ VE ÖĞRETMENLERİNE VERDİKLERİ DİJİTAL PEDAGOJİ EĞİTİMİNİ KONUŞTUK.

Özlem Hanım pandemide bir yılı doldurduk. Öğrencilerimiz hayatlarında çok önemli sayılabilecek bir süreci yüz yüze eğitimden uzak geçirmek durumunda kaldı. Bu süreçteki değişimleri nasıl özetlersiniz?
Pandemi süreciyle birlikte uzaktan eğitim dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bununla
birlikte dijital eğitim platformlarına ciddi bir yönelim oldu. Pandemi öncesi dijital eğitim platformları daha çok
yetişkinlere yönelik mesleki ve kişisel gelişim programları veya dil eğitimi için kullanılırken, pandemiyle birlikte
k12 düzeyinde de bu alana yönelim başladı. Bahçeşehir Koleji’nde dijital eğitim dönüşümlerimize 12 yıl önce başladık.
Pandemi sonrasında eğitimde dijital dönüşümün aynı ivmeyle gelişim göstereceğini düşünüyorum. Eğitimi sınıfın içinden çıkarmak, zaman mekân kavramını ortadan kaldırmak, pek çok olanağı beraberinde getiriyor. Bunun eğitimde bir özgürleşme hali olduğunun tespitini yapmak yerinde olur. Eğitimdeki bu özgürleşmenin, daha iyi eğitim
olanakları için giderek gelişeceğini düşünüyorum.

Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarından birinin genel müdürü olarak okula dönüş için alınan kararları nasıl yorumluyorsunuz ve süreci nasıl yönetiyorsunuz?
Yüz yüze eğitimle dijital eğitimin dinamikleri birbirinden farklıdır. Bu dinamikleri de yalnızca kullanılan teknolojilerle sınırlamak mümkün değil; sosyolojisi, pedagojisi hatta sınıf ortamının yönetimi bile farklıdır. Her iki platform için aynı konuyu çok farklı teknikler kullanarak aktarmalısınız.

Pandemi dönemini atlattıktan kısa süre sonra eğitimde eski alışkanlıklara dönüş olacak mı? Yoksa hibrit modelde mi kalacağız?
Pandeminin getirdiği zorunlulukların dünya genelinde tamamen ortadan kalkması için önümüzde hâlâ uzun bir
süreç var. Pek çok ülkede uzaktan çalışma modellerinin kalıcı olacağından bahsedilmeye başlandı. Pandemi yılları boyunca dijitalde geliştirilecek iş modelleri kalıcı olacak. Elbette bunlar eğitimde de geçerli. Eğitimde hibrit modelin devam edeceğini daha da önemlisi “hibrit öğretmen” kavramının yerleşeceğini söyleyebilirim.
Bahsettiğim gibi yüz yüze ve dijital eğitimin dinamikleri farklı. Biz eğitimin içeriğiyle ilgiliyiz. Eğitim ortamı ne olursa olsun, içerik ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte olmalı.

“HİBRİT ÖĞRETMENLERE DİJİTAL PEDAGOJİ EĞİTİMİ”

Öğrenciler için de zor bir dönem… Sürece alışmış gibi görünseler de hâlâ olumlu-olumsuz etkilendikleri konular mutlaka vardır. Onların yaşadıkları güçlükleri aşabilmeleri için siz neler sunuyorsunuz?
Öğrencilerimiz, “dijital yerli” olarak adlandırdığımız kuşaktan. İnternetin, internet teknolojilerinin içine doğmuş
bir nesilden bahsediyoruz. Dolayısıyla teknoloji kaynaklı değişimlere adaptasyonları çok kolaylıkla gerçekleşiyor.
Bahçeşehir Koleji’nde eğitim teknolojileri her kademede etkin kullanıldığı için bu anlamda bir adaptasyon sorunu
yaşamadılar. Uzaktan eğitime geçildikten sonra ikinci dönem boyunca eğitimlerini dijital eğitim platformlarından
devam ettirerek ulusal sınavlara giren öğrencilerimizin geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yüksek başarı oranları elde
ettiğini gözlemledik.
Geriye, yüz yüze eğitimde sağlanan sınıf kontrolü, odaklanmayı etkin bir şekilde sağlama konuları kalıyor ki bunlar da “dijital pedagoji” konusu. Bizler de öğretmenlerimizi bu konuda derinleştirmek üzere çalışmalar gerçekleştirdik.

Hibrit öğretmen kavramını biraz açar mısınız? Dijital Pedagoji eğitimi nasıl bir fark yaratıyor?
Şu an farklı kademelerin derslerine giren branş öğretmenlerimiz hem yüz yüze hem online eğitimi aynı
anda yürütüyor. Bu iki farklı yöntemin gerektirdiklerine hâkim olmak durumundalar ki eğitimi en iyi şekilde
devam ettirsinler. “Hibrit öğretmen” kavramı temelde bu. Farklı platformların dinamiklerine birlikte uyum
içinde devam edebilen, bu alanda öğretim teknolojileri ve yöntemleri konusunda fikri olan, yeni buluşları olan
öğretmenler hibrit öğretmenler olarak adlandırılıyor. Biz, dijital eğitime dair teknik altyapının yanında öğretmen
eğitimlerimizi işin pedagojik boyutuyla da destekliyoruz. Öğretmenlerimiz, Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde
faaliyet gösteren Yenilikçi Eğitim Geliştirme Araştırma Merkezi (YEGAM) tarafından gerçekleştirilen “Dijital
Pedagoji Programı”na katılıyorlar.
Ders içeriklerimizi de dijital pedagojiye uygun şekilde tasarlıyoruz. Öğretmenlerimizin dijital yetkinliklerini
artırıyoruz. Her öğretmenimizin bir “dijital eğitim lideri” olması için tüm donanımları kazandırıyoruz. Teknoloji desteğiyle öğretmen ve öğrenci iş birliği, iletişim, bilgi sentezleme, öz denetim, gerçek dünya problemlerine analitik çözüm üretme, yaratıcılık ve bilgi iletişim konularını içeren eğitim programlarıyla öğretmenlerimizin dijital okuryazarlık becerilerini geliştiriyoruz.

“Eğitim dönüşüyor. Dijital yerli öğrenciler, hibrit öğretmenler, dijital pedagoji daha çok konuşulacak…”

Bir önceki yazımız olan KONUT SİGORTALARI SADECE EV SAHİPLERİ İÇİN DEĞİL! başlıklı makalemizde EV YANGINLARI, göktürk ve Göktürk - Kemerburgaz hakkında bilgiler verilmektedir.