RÖPORTAJ

Yeşim Salkım: Bu Saatten Sonra Kimse Beni Değiştiremez”

Yazar  | 

“BU SAATTEN SONRA KİMSE BENİ DEĞİŞTİREMEZ”

“Ben güçlü değil, karakterli bir kadınım” diyor Yeşim Salkım, ne kadar doğru değil mi? Sıkılmadınız mı siz de “sen güçlüsün, yaparsın” denmesinden…  O, hem müthiş bir şarkıcı hem de “Altın Portakal’lı bir oyuncu. Ama sorsanız “sen kimsin?” diye, her şeyden önce “anneyim” diyecektir. Hayatın Yeşim’e sundukları onu hiçbir zaman şımartmamış, o hep şükretmiş… Tabii özeleştiri de yapıyor “zaman zaman şaşıp beştiğim de oldu ama hemen kendimi topladım” diye. Çok yakından tanışmasak da zaman zaman konuştuğumuz için Yeşim’i birçok sanatçıdan ayrı bir yere koyuyorum çünkü çok gerçek. Kızgınlığı da, sevgisi de, saygısı da… Siz de okurken umarım benim hissettiklerimi daha iyi anlarsınız. Ey karakterli güzel kadınlar, anneler… Yeşim’in sizlere iki çift lafı var.

 

“TEK BAŞINA HER ŞEYE YETEBİLMEK ÇOK ZOR”

Bu aralar oldukça yoğunsun; televizyon programı, sahne, evdeki minnoş ve Gizem’in evlilik hazırlıkları… Bir güne neler sığıyor anlatır mısın?

Vallahi hiçbir şeyi, bir şeye sığdıramıyorum çünkü tek başına her şeye yetebilmek çok zor. Ben asistan da kullanmıyorum, işlerimi kendim hallederim hep. Hafta içi Ada’nın okulu var, hafta sonu bir gün babasıyla vakit geçiriyor; o zaman da ben kendime vakit ayırmaya çalışıyorum. O kadar yoğun geçiyor ki Gizem’e bile çok yardım edemiyorum. Bu ara bir de anneannem rahatsız, yoğun bakımda. Hayatımızın büyük kısmı 2-3 ev ve hastane arasında dönüyor. Ama buna da şükür,hayatımızın güzel taraflarını görmeye çalışarak yaşamaya gayret ediyoruz.

Anne olmak her şeyden önemli senin için ve çok iyi bir annesin biliyorum. Gizem kendini kurtardı, şimdi Ada evin küçük prensesi, pekiyi bu prenses ve kraliçesi yalnız kaldıklarında neler yapıyorlar?

Yalnız kaldığımızda mutlaka bir resim yapma faslımız var, çok seviyor resim yapmayı. Resim yaparak hikâye anlatmayı seviyor ve bu konuda ödül bile almaya başladı. Birlikte banyo yapmak, kitap okumak, uyumak veya film seyretmek en çok yaptığımız şeyler. Son zamanlarda da yemek yapmaya sardı,sosyal medyaya da koyuyorum. Boş durmayı hiç sevmiyor,ben de onunla birlikte bunları yapmaya bayılıyorum; aşk yaşıyoruz diyelim.

Hakan’la çok iyi oturttuğunuz bir ilişkiniz var, bunu başaran nadir çiftlerdensiniz… Mutlaka zor zamanlar da oldu. Birçok ebeveyn için de yol haritası olabilir, anlatır mısın biraz boşanma sürecini?

Boşanma başta kolay geçen bir süreç değildi; başta bir şoku oluyor bunun biliyorsun, şoku atlatmak biraz zaman aldı. Planladığımız bir boşanma değildi, birden bire gelişti. Benim ameliyatımdan yaklaşık 2 ay sonra biz böyle bir karar aldık.Bir rahim ve tümör ameliyatı geçirmiştim, çok sancılı geçti. Bir yandan o sıralarda dizim vardı devam eden, bir yandan hastalık ve ayrılık; herkesten daha çok yordu beni o süreç. Tabii Ada’nın durumu her şeyden önemli olduğundan kendimizi unuttuk. Yüksek lisansımın pedagoji üzerine olmasına rağmen yine de bir pedagog eşliğinde bu süreci atlatmaya çalıştık, ben de gittim tabi ki. Boşanma başta bir kızgınlık, sonra doğal karşılama ve sonrasında bir yalnızlığa dönüyor. Bu yalnızlığı en güzel şekilde yaşamaya çalışıyorum 3 senedir. Anlaşılan yatakta çapraz yatmak diye bir şeyin keyfi varmış ama uzun sürmedi çünkü benim küçük cüce pek müsaade etmiyor. 3,5 yaşından beri Ada ile uyuyoruz, ya ben onun yanındayım ya da o benim. Herhalde çocuklar çok hissediyor annenin duygularını.

 

 

“SABIRLA KORUK, PEKMEZ OLURMUŞ”

Peki bir kadın olarak sormak isterim, her boşanma zor elbet ama kalp kırıklıklarını nasıl tamir ettin? Mesela Gizem’ e evlilikle ilgili öğütlerin neler?

Evlilik konusunda başarılı bir ebeveyn olamadım çocuğuma dolayısıyla başarılı olamadığım bir konu hakkında öğüt vermektense, onun yaşayarak görmesini istiyorum. 27 yaşında olmanın bir avantajı olacağını düşünüyorum evlenirken, zaten olgun genç bir adamla evleniyor. Birlikte öğrenecekler.“Sabırla koruk, pekmez olurmuş” eskilerin güzel bir sözüdür. Biraz sabır tavsiye ederim onlara…

Sen müthiş bir sahne kadınısın ama sosyal medyadan da görülüyor ki pijamasıyla masal da okuyan dünya tatlısı bir annesin. Bu farklı kadınlar hiç mi çatışma yaşamıyor? Yada birbirini nasıl tamamlıyor.

Bu son zamanlarda benim de kendime sorduğum bir soru. Dışarıda Yeşim Salkım olup evde Yeşim olmaya çalışmak değil, her yerde Yeşim’im. Kimlikler beni biraz bozan bir tarafı işin. Hayatım boyunca kimliğimi ego haline getirmemeye çalıştım. Yaptığım dönemler de olmuştur ama bunun beni ele geçirmesine izin vermedim. 47 yaşındayım; artık ne olduğumu, ne olmak istediğimi ve ne olmakistemediğimi biliyorum. Onun için Yeşim sokakta da pijamayla dolaşabilir. Gittikçe sadeleşiyorum. Hayatımda her zaman estetiksiz bir beden ve ruhu temsil etmeyi seçiyorum,iyi ve güzel yaşlanmak istiyorum.

Son zamanlarda tatsız olaylar yaşadın, çok da bu konuya girmek istemiyorum. Sadece şunu merak ediyorum, zaman zaman yalnız hissettin mi kendini haklı davanda? Seren Serengil, hatta bu durumu yaşayan birçok kadın yanındaydı ama bazı röportajlarını dinlediğimde sanki haklılık ispatına döndüğünü gördümSen aslında bunun peşinde değil, malumun ilanı peşindeydin bence.

Malum konu dava sürecinde olduğu için fazla konuşamıyorum Pınarcığım, ama ben her zaman insanların haklı davasında kazandığına inanırım. Benim için de böyle olacak;kazanacağım diye düşünüyorum, çünkü haklıyım. Buz dağının altta kalan kısmının da artık üste çıktığını düşünüyorum ve herkesin bunu net şekilde göreceğini biliyorum. Bazen izlediğimiz yollarda kendimizi kaybedebiliyoruz, işte kaybolmadan ayakta kalabilmek çok önemli. Sizi hayatta tutan değerleriniz ve sözünü dinlediğiniz büyükleriniz olmazsa ayakta kalabilmeniz mümkün değil. Her zaman aile dedim onun için, sadece çocuklar değil aile; kuzenler, dedeler,nineler… Ne kadar şanslıyım ki kocaman ve kalabalık bir ailem var. Bir tarafı düzeltirken başka tarafı bozmamak için krizleri iyi yönetmek lazım.

 

“BENİM DE BİR KALBİM VAR”

Yeşim Salkım bir şeyi tuttu mu kopartır, hep güçlüdür. Bazen güçlü kadın figürü yormuyor mu seni? Mesela ben bazen yorgun hissediyorum, biraz yükümü alan olsa” diyorum.

Yükümüz ağır evet ve bu yükü taşımak sen ve bizler gibi kadınlar için zor. Ben şunu söylüyorum, lütfen bizim de bir ananın evladı olduğumuzu unutmadan yaşayın. Ben androiddeğilim, benim de bir kalbim var; ağlıyorum, gülüyorum sizler gibi. Ben de kıskanıyorum, ben de seviyorum, ben de üzülüyorum ama hayatta en önemli şey karakterinizin düzgün olmasıdır. Bunu yapabilmek bir meziyet istiyor. Özel hayatımda yanlışlar yapmış olsam da her şey gibi ben de aslıma rücu ettim. Bu saatten sonra da kimse beni değiştiremez, ben kendi kendimi değiştiremiyor iken. Artık herkese güçlüsün diyorlar ve bence bu da kirlendi. Biz güçlü değil karakterli kadınlarız. Karakteri olan kadınlar omurgalarının üzerinde sapasağlam dururlar. Eğilip bükülmek başka bir şeydir, kırılmak başka bir şey. Sizin duruşunuz,hayatta nereye yaslandığınızı belirler.

O güzel sesi bir albümde ne zaman dinleyeceğiz?

Bu sene Allah nasip ederse sinema filmlerim var. 2 dramadaoynadım. Eda Özülkü ile bir kadın şarkısı yaptık ve iki kadının söyleyeceği, biraz erkekleri tiye aldığımız bir şarkı. Çok güzel oldu. Eda-Metin Özülkü şarkısı ve yepyeni. “Senden Geçemem” diye bir single çıkaracağım bir de “Gelinlik” diye bir şarkımız var. Tabii bunlar Gizem’in evliliğinden sonra hayata geçebilecek diye düşünüyorum. Televizyon projesi 2 aylıktı sonra ne olur bilemiyorum çünkü birkaç da dizi projesi okuyorum. Konserlerim var ve yeni yılda da sahnedeyim.

 

İşte böyle… Yalnız kadınların dertleri aynı dostlarım. Gönül istiyor ki birlik olup hayatlarımızı kolaylaştıralım. Başkasının pabucunu ayağımıza giymeden ahkâm kesmeyelim. Belki de günü gelmiştir, ne dersiniz? Diğer sayıda görüşünceye dek, sevdiklerinizle kalın…

Bir önceki yazımız olan mehmet erdem:depresif değilim başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.