GÖKTÜRK'TE HAYAT

Fidanlık Göktürk’ün tek nefes alacak alanıdır: Botanik park olmalı!

Yazar  | 

fidanlık gokturk son

Fidanlık Göktürk’ün tek nefes alacak alanıdır: Botanik park olmalı!
Doğal bir yaşam için Göktürk’te yaşamayı seçenler gün geçtikçe betonlaşan ve plansız büyüyen mahallelerinde gelecek için umutsuzluğa kapılıyor. Yollarda artan trafikle park, yürüyüş ve yaşam alanların azlığı Göktürklüler’in en büyük sıkıntısı… Göktürk’ün girişinde oldukça geniş alan kapsayan Göktürk Fidanlığı’nın büyük bölümü kurumuş, yabani otlarla kaplanmış, sahipsiz ve bakımsız  adeta kaderine terk edilmiş durumda; hakkında verilecek hükmü bekleyen idam mahkumu gibi çaresiz beklemede…

 

 

 

Yıllar önce şehir dışıyken Göktürk’ün gelişmesi ile bir anda mahallenin kalbinde kalan fidanlık için Göktürk’te yaşayanlara neler düşündüklerini sorduk. Mimarlardan, şehir planlamacılarına peyzaj mimarlarından sanatçılara, işletme sahiplerinden  vatandaşlara kadar tümü fidanlığın son nefes alma noktası olduğu konusunda hemfikir. Orman Bakanlığı’ndan Göktürk Fidanlığı’nın Eyüp Belediye’sine tamamının ya da bir kısmının kullanım hakkının verilip dünyadaki emsalleri gibi bir doğal yaşam parkı oluşturmak için düğmeye basılması Göktürklüler’in en büyük dileği.

Sanatçı gözüyle


DOĞA RUTKAY KAMAL, Tiyatro sanatçısı

Göktürk’teki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Korkunç kelimesiyle değerlendiriyorum. 2009 yılında taşındım Göktürk’e. Meğer o zamanlar bile buralar dutlukmuş. Çok üzgünüm bu yapılaşmadan…
Fidanlık alanı sizce nasıl değerlendirilmeli?
Başından beri o alanın yürüyüş ve nefes alma alanı olarak değerlendirilmesini arzu etmiştim. Şimdi bazı duyumlara göre gökdelenler yükselecekmiş. Bir facia olacak bence! Sadece gökleri değil tabiatı da deliyorlar.
Fidanlığın doğal bir yaşam parkına dönüştürülmesi çevreye nasıl bir katkı sağlar?
Hoş, bu vakitten sonra öğle değerlendirilse bile zor. Zira arabalardan sesten ve çevre kirliliğinden orada bile temiz havaya hasret kalacağız.
Sizce nasıl bir park olmalı?
Yürüyüş ve bisiklet parkuru olsun, yeter.
Sizce 10 yıl sonra nasıl bir Göktürk bekliyor bizi?
Tahmin etmek zor değil. Şu anki halinden farksız sıkış tepiş, iki adım arası bile trafik olan bir karmaşa olacak. Bu nedenle tez zamanda taşınmayı düşünüyoruz. Bu çirkin yapılaşma ve kalabalık bizi yordu.
Havaalanı ve 3. Köprü güzergahında olan Göktürk’ün geleceği nasıl planlamalı?
Hiç bir fikrim yok. Çoğuna göre Göktürk büyüyor gelişiyor. Eminim emlak sahipleri de bu ilgiden memnundur. Ama gelecek nesiller ve bizler için Göktürk’ten biran evvel gitmek lazım.
Eklemek istedikleriniz…
Daha ne diyeyim? Yazık oldu canım köyümüze…

ÇAĞLA KURTULUŞ, Ressam

Göktürk’teki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Galiba sanatçı olarak değerlendirmede vatandaş olarak değerlendirmeden bir gıdım daha ‘kuvvetli’ hisler. Tek kelimeyle acı veriyor. 22 senedir Göktürklü’yüm, ilk gelenlerdenim yani. Evimizi satın aldığımızda burasının sükuneti ve tabiatın nispeten bozulmamış oluşu cezbetmişti bizi. Ya şimdi? Her gün hatta her saat bir nebze bunu kaybettiğini görmek ve bugünkü haline bakmak, evet acı veriyor! Bahçedeki havuzumuzda bir flamingo görmek, onun aczini görmek çok acı veriyor. Zavallı o kadar susuz kalmış ki klorlu suya bile razı olmuş kedilere hayvanlara yem bile olabilir her an uçuşu için gerekli mesafe uzunluk olmadan risk alarak gelmiş havuza zavallı.
Fidanlık alanı sizce nasıl değerlendirilmeli?
Çeşitli dedikodular var. Belki bu konuyu konuştuğumuz şu an, fidanlığın kaderi çoktan belli olmuş bile olabilir. Bizim bilmediğimiz bir plan hazırlanmıştır belki de. Ve belki (Allah korusun!) bir AVM projesi bile vardır. Amerika’yı tekrardan keşfetmeye gerek yok. Dünyada benzer projeler yıllardır başarıyla uygulanıyor. Greenwich Peninsula Ecology Park var, çok güzel bir proje. Göktürk’e de çok yakışır.

Nasıl bir park olabilir, içinde neler olmalı?
Fidanlık da bu yöreye uygun fidan satardı. Parkta da yöreye has bitki türleri başta olmak üzere çeşitli ağaçlar ve bitkiler özenle yerleştirilebilir, içinde birçok sulak alan oluşturulabilir. Sadece yürüyüş, belki bir kısmında bisiklet alanı olur; arabalar dışarda kalır. Örneğin şu anki Polis Karakolu çok daha uzaklara gitmeli artık, orada yer yok. Mesela 3. köprü ve 3. havaalanına yakın gidebilir. Orada yeraltında katlı otopark yapılabilir. Hem park tarafında yaya çıkışı verilir hem Göktürk çarşı tarafına araba ve yaya çıkışı verilebilir. Okullar ziyarete gelirler; Hisar Okulu özel bir projeyle daha özel bir katkıda bulunabilir, gönüllü olarak talebeler çalışabilir, hem eğitim olur onlara da. New York’ta Chelsea High Line var. Burası New York gibi her santimetrekaresi çok değerli bir yerde, demiryolunun üstünde yükseltilmiş bir yaya yolu. Yeşilliklerle park haline getirilmiş; ara ara geniş banklarıyla insanların kendilerini bulutlara yakın ve çok güvenli hissettikleri harika bir park olmuş… Bizde de fidanlık Ekolojik Park olurken üstünde ya da bir bölümünün üzerinde -mesela altta yürüyüş yolu olan ya da daha güzeli alta deresi olan (dere o bölgede temizlenip akıtılabilir) bu bölümün üstünde- ahşap ağırlıklı bir görünümde bir High Line yapılabilir; sadece yürüyüş olan, çoluk çocuk sere serpe herkesin gün boyu kalacağı bir cennet köşesine dönüştürülebilir. Geceleri de bence atlı polis tarafından denetlenebilir ve gece muayyen bir saatten sonra kapanabilir. Asansör de olacak engelliler için ve o da kapanacak tabii. Yani burası kötü niyetli insanların yuvası olmayacak. Yeni havaalanı ve köprü inşaatı nedeniyle altüst edilen sulak alan ve yeşil alan hayvanları belki bir nebze olsun sığınabilir buraya. Evet onlara nefes alabilecekleri ufak bir oasis yaratılmalı. Değil mi ki onları evlerinden yurtlarından ettik. Yurtdışında hep kişiler kurumlar bağış yapmış. Belediye reisleri bizzat kampanyalar yürütmüş, hepsi internette var. Olmayacak iş değil yani.
Fidanlığın doğal bir yaşam parkına dönüştürülmesi çevreye nasıl bir katkı sağlar?
Göktürk’ün bilhassa ekolojik parkı sebebiyle mesela Greenwich ile ya da Chelsea ile ‘Kardeş İlçe’ ilişkisi tesis edilebilir. Planlar projeler için yardım alınabilir. Göktürk ödediği vergi itibarıyla herhalde hiç de yabana atılamayacak güçte bir ilçe.

Sizce 10 yıl sonra nasıl bir Göktürk bekliyor bizi?
10 yıl sonra bizi ne bekliyor kestirmek çok zor… En realist değerlendirme herhalde Levent’e benzetmek olacaktır. 1 Levent ile Yeni levent arası bir yer. Ama gönlümdeki yer başka! Mesela Citta Slow misali bir yer. Yavaş Şehir yaşamlı bir ilçe mesela. Neden olmasın? Mesela bugün organik pazarın kurulduğu bölge iyi planlanırsa bütünüyle o yöre mesela cuma günleri trafiğe kapanabilir, trafik başka yerden yürür ve orası insanların İtalya’da olduğu gibi satılan mamulleri tadabilecekleri bazı yemekleri tadabilecekler bir gıda festivali havasında; turşusuyla, arısıyla pidesiyle, bahçelerde yetiştirilen meyve ve sebzelerle yapılan yöresel ve etnik yemekleriyle hatta bazı müzik ve dans olaylarıyla da birleştirilen mevsimlik festivallerle renklenen bir yöremiz olabilir. Hem de orada elektrikler belki yapılır. 20 yıldır burada yaşıyorum. Orada tek bir ışık yandığını görmedim, direkler süs orada. (1. Kemerlerden 2. Kemerlere gelen yolun organik pazar kavşağına kadar olan kısmına kadar)
Havaalanı ve 3. Köprü güzergahında olan Göktürk’ün geleceği nasıl planlamalı?
Evet bu soruda bence kısaca neler yapılmamalı sorusundan başlanıp madde madde yapılmayacaklara odaklanılmalı. Mesela orman içinden ATM’ler hemen kaldırmalı. Zaten ufacık bir orman kaldı, incecik bir bant. Bu kalan ormanda sadece yürüyüş yapılmalı ya da at binilmeli. Onlarca ATM, olanca bir hızla kuşu, hayvanı, florayı ve faunayı nasıl rahatsız ediyor anlatamam! Kaplumbağa bile telleri geçip bize doğru geliyor. Bebeklerine emin yer bulmak için ormandan vazgeçiyor. ATM yerine bisiklet yolu yapsınlar. Motorluya kapalı olsun. Orman İşletmesi’ne bildirdik. Kimse sahip çıkmıyor ormana, yeşile, ağaca; varsa yoksa çiçek ekilsin, laleler ekilsin, kısacık ömürlü çiçekler ağaçların yerine… Prefabrik kulübelerle doldurup da adına park deyip yeşili büyüteçle arayacağımız bir yer olmamalı.

Eklemek istedikleriniz…
Göktürk’te bir değer yatıyor kemerler.  Roma devrinden kalma Kemerler burada. Acaba kaç kişi tarihini biliyor? Bazı yerleri ziyarete açılamaz mı? Mesela resim yarışması yapılamaz mı? Göktürklü de seyretsin onları. Göktürk içinde bir ufak vagon, hani şu turist gezdiren renkli ufak ‘in-bin’ cinsi, tramvay benzeri bir araba dolaşabilir, ring seferi yapabilir Göktürk içinde. Sonsöz olarak da büyük düşünelim derim. Kısıtlı düşünürsek uzağa gidemeyiz, bence olası ama ufku açık projeler düşünülmeli. Olabildiğince doğal…

 

SÜREYYA ACAR, Seramik Sanatçısı

Göktürk’teki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Göktürk’ün yeşil alan kimliğini koruyabilmesi, toplumsal gereksinimlerin karşılanması açısından son derece önemli. Bundan dolayıdır ki bulduğu her boş alana çıkarcı mimari anlayışla binalar konduran firmalar kamusal sorumlulukları hiçe sayarak Göktürk’ü nefessiz bırakmakta yarışıyor demek pek de haksız bir yaklaşım olmaz. Yine rant hırsıyla estetiği, site dışı çevre peyzajını, park ve yaya gereksinimlerini yok sayan hesapsız bir yapılaşma, yarınlarda hepimizin gözünü acıtacak boyutlara gelmeden  yetkili ve bilir kişilerin bir araya gelerek çözümler sunması şart.

Fidanlık alanı sizce nasıl değerlendirilmeli?

Fidanlığa park yapılmasının Göktürk’ün doğayla içiçe olan imajına katkı sağlayacağı ve yakışacağı kesin. Fakat planlaması çok önemli. Bugün park yapılıp, beş sene sonra apartman yapılmamalı. Yapılacaksa da ona göre planlanmalı.

 

Fidanlığın doğal yaşam parkına dönüştürülmesi çevreye nasıl bir katkı sağlar ?

15 yıl önce yeşilin ve mis gibi bol oksijenin büyüsüne kapılarak Göktürk beldesine taşınanların isyan ederek kaçış noktasına geldiğini gözlemlemekteyim. İlk hedef Bolluca ve ilerisi! Yıllar önce şehri terk ederek daha iyi oksijen solumak adına geldiğimiz bu belde de, bir yürüyüş parkurunun olmayıp, yol kenarında sağlıklı bir yürüyüşten ziyade egzoz dumanları ile boğuşarak spor yaptığımızı zanneden bizler için, dünyadaki büyük metropollerin standartlarındaki bir parka kavuşmak, böylesine bir mimari rant ve güç gösterisinden sonra Göktürklü’nün kesinlikle hakkı olmalı.

Nasıl bir park olmalı?

Parklar nefes alma alanıdır. Dünyadaki tüm büyük metropollerin yarattıkları park alanları ile gelişmişlik düzeylerini anlayabilirsiniz. Park içinde sadece yürüyüş alanları ve oturma bankları yapılmaz. Parklar kültürel ve sosyal etkinliklerin de yapıldığı alanlardır. Müzik çalışmaları, konserler, botanik bahçesi, sanat aktiviteleri, spor faaliyetleri, yoga, aikido, bisiklet turları, çocuklara dair tiyatro, drama vb. birçok etkinliği içinde barındıran festivaller yapılabilir. Toplumsal duyarlılık ve bilinçlendirme etkinlikleri düzenlenebilir. Örneğin; atık bilinçlendirme, uyuşturucuya hayır kampanyaları gibi…

Sizce 10 yıl sonra nasıl bir Göktürk bekliyor bizi?

Uzak değil, bir kaç yıl sonra Göktürk bu hızla büyümeye devam ederse başlı başına bir şehir olarak karşımızda duruyor olacak. Ve biz yarattığımız bu şehirde mutlu ve sağlıklı bir yaşam istiyorsak başta ilgili kurum ve kişilerin seyirci olmaktan çıkıp tüm mimarlık ve şehircilik ölçütlerini çğnemeden ve sonradan görme izlenimi vermeden, bu işe ciddi  bir planlama ile gönül vermeleri gerekiyor.

Havaalanı ve 3. Köprü güzergahında olan Göktürk’ün geleceği nasıl planlanmalı ?

Havalimanı ve 3. Köprünün Göktürk’ün gelişmesine olumlu katkıları olacağını bilmekteyiz, fakat buradaki can alıcı nokta bu iki proje emlak piyasası için çok karlı olduğundan her şey çok hızlı olup bitecektir. Bu yüzden Göktürk için uzun vadeli bir şehir planlaması yapılmalıdır.

Eklemek istedikleriniz…

İstanbul Caddesi’nin gerek üzerindeki restoran, kafe, mağaza ve bankalar ile gerekse ulaşım açısından önemini tartışmaya gerek yok fakat tartışılması gerektiğini düşündüğüm bir şey ise bu caddenin önemi bu kadar barizken neden buradaki yanlış park sorununa müdahale edilmediği. Günün her  saati bu cadde üzerinde yanlış park etmiş, yolun ortasına park etmiş düzinelerce araç görmek mümkün ve bunun yarattığı trafik problemi öylesine komik ki, şehir içi trafiğinden ve gürültüsünden uzaklaşmak için buraya taşınanlar ‘Şehrin trafiğinden bunaldınız mı? Buyurun Göktürk trafiğine!’ deyip gülüyor. Zaten bu cadde günlük hayatta gidilen yerlerin büyük kısmını oluşturuyor ve Göktürk’te çok büyük bir yer değil; bir çok yer yürüme mesafesinde bu yüzden Göktürk’te insanların yürümeye teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kim bilir belki bunun için caddenin başından sonuna bir tramvay bile konulabilir. Tramvay fikri 15 yıldır burada yaşayan oğlum Murathan Öztek’ e aittir.

 

Şehir plancısı gözüyle

BANU GÜR, Yüksek Şehir Plancısı

Göktürk’teki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kabul edilen belli standartları yakalamış, keyifli bir yerleşim bölgesi Göktürk… Son yıllarda talebin artması ile açıkça fark edilmekte ki, trafik ve altyapı sorunları hissedilir derecede olumsuz yönde değişime uğramakta. Dikeyde değil yatayda büyüme, doğaya, mekana saygılı çözümler, kararlılık ve politikalar ile yol alınması kontrollü ilerleme kaydedilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Yıllar önce oğlum ilkokula başladığında yaptığı yağmur konulu resim çalışmasını bana anlattığında gerçekten üzülmüş ve derinden etkilenmiştim. Bizim çocukluğumuzdaki yağmur resimlerinden çok farklıydı, gündemde duyduğu, gördüğü, beslendiği şey yağmur yağınca insanların evlerini su basar, yollarda sular taşar, eşyalar ve araçlar çamurlu su içinde yüzer. Bir çocuğun yaptığı resim aslında Göktürk’ün geleceğini de özetler nitelikte. Ya da Avrupa’da yaşayan aynı yaştaki bir çocuğun resmettiği gibi yağmur çizmeleri ile ıslak toprakta yürüyüş, kuşlar, böcekler, çiçekler, bereket de olabilir. Seçim tamamen bizim elimizde…

Fidanlık alanı sizce nasıl değerlendirilmeli?

İşimiz gereği ve farklı kültürleri tanıma, yaşadığımız dünyanın renkli zenginliklerden beslenmeye verdiğimiz önem nedeniyle yurtdışında seyahat ve çalışma imkanı bulduk. Ve gördük ki ‘çimlere basmayınız’ tabelası sadece bize özgüymüş. Büyüleyici büyüklükte parklar ve parklarda çimlerde yuvarlanma oyunu oynayan çocuklar, ebeveynler, piknik yapan insanlar, çıplak ayakları ile futbol oynayan gençler, genç hisseden insanlar, mis gibi çimenlerde kitap okuyan, kahvesini yudumlayan keyifli insanlar tanıdık. Belki de doğamıza aykırı olarak toprak ile olan ilişkimizin kopması bu toprakların insanlarını agresif ve depresif bir hale getirdi. Hoşgörü ve sevgi günden güne kaybedilen değerler olmaya devam ediyor. Bu nedenle Göktürk Fidanlığı’nın özenle düşünülmesi gereken çok önemli bir nokta olduğunu düşünmekteyim. İnsana dokunan, sevgi, huzur, sağlıklı yaşlanma sunacak kamu yararı gözeten bir park olmalı.

Fidanlığın doğal bir yaşam parkına dönüştürülmesi çevreye nasıl bir katkı sağlar?

Fidanlık doğal bir yaşam parkına dönüştüğünde insani ve insana özgü değerleri içeren adımlar atılmış olacak. Hatta bu değişimin içine sanatçıları, çocukları, Göktürk’teki yuva ve okulları, ilgili işletmeleri dahil etmek gerekir. Park içindeki heykeller ve hikayeleri birlikte oluşturarak, gönüllüler ile açıkhava atölyeleri gerçekleştirilmeli. Fidanlık içindeki çocuk oyun alanları gerçek kullanıcılar olan çocukların katılımı ve gönüllüler ile el ele sahiplenme duygusuyla hayata geçirilmeli. Bu tarz başarılı sonuçları olan uygulamalara yurt dışında sıklıkla rastlamaktayız ve Göktürk’teki portföy bu sonuçlara rahatça ulaşabilecek eğitim seviyesi ve entelektüel birikime sahip. Bu da sürdürülebilir ve kısa zamanda gerçekleşecek proje başarısı demektir. Bunu bir avantaj olarak görüyorum ve ilgililerin bu doğrultuda konuyu ele almalarını umuyorum. Ranta ve olumsuz etkilerine çok açık olan korunmaya muhtaç özellikli bir bölge Göktürk. En küçük bir yanlış kararın kelebek etkisi yaratması kaçınılmaz.

Nasıl bir park olabilir?

Tamamen doğal, sade ve medeni insanı, doğa ile birleştiren bir park olmalı. Yürüyüş, koşu, bisiklet parkurları, balık havuzlarının olduğu doğal bir alan. Park içinde dolaşırken kızım sincap besleyebilmeli, ziyaretçiler sincaplar ve parkın diğer esas sakinleri ile iletişim kurup fotoğraf çekilmeli. Oğlum çıplak ayak çimlerde arkadaşları ile top oynayıp, keyifli vakit geçirip stresten uzaklaşabilmeli. Keyifli yürüyüşler yapabilmeliyiz, kendi yaptığı seramik çalışmasını ya da parka mal olmuş objeyi heyecan ile anlatan çocukların olduğu doğal ve sahiplenilmiş bir park. Kontrollü ve doğaya saygılı ilerlemeyi başarır ve rant canavarına yenik düşmezsek, ulaşımın, erişilebilirliğin daha güçlü sağlandığı, daha yoğun ve karmaşık demografik yapısı ile yine de bu günlerdeki gibi komşuluk ilişkilerinin günümüz şartlarına göre daha sıcak tutulmasının başarılabildiği, insanların birbirine selam vererek geçtiği bir bölge olarak kalabilir gibi. Daha çok küçük çocuklu, güven ve sağlıklı bir ortam arayan ailelerin tercih ettiği ama çocukların büyümesi ile biraz daha şehrin içinde olmayı düşünen ama yine de bir türlü buradan kopamayan bir oluşum gözlemliyorum. Okulları, hastaneleri, kulüpleri, sosyal mekanları ile 10 yıl sonra daha çok kendi kendine yetebilen bir şehir olacak Göktürk. Dezavantajlar, katılımın olduğu iyi çalışılmış stratejik uygulamalar ile avantaja dönüştürülebilir, sürdürülebilir politikalar ile dezavantaj gibi görünen bir çok konu tolere edilebilir.

Havaalanı ve 3. Köprü güzergahında olan Göktürk’ün geleceği nasıl planlanmalı?

Havaalanı ve 3. Köprü projelerinin Göktürk’e olası etkilerini tahmin etmede sade vatandaş olarak da işin içindeki biri olarak da aslında hiçbirimiz uzak sayılmayız, tanıdık bir hikaye. Yakın geçmişimizde döneminde değerlendirilmesi gereken bu çapta projeler ve zaman içindeki çevreye, sosyal hayata ve ekonomiye etkilerini gözlemledik, okuduk, yaşadık. Konu ile ilgili araştırmalar yapıldı, tezler hazırlandı. Herkes kendi bakış açısından ve bilgi birikiminden süzebildikleri ile bir fikre sahip. Çok hassas ve kontrolün çok çabuk kaybedilebileceği bir konu olduğunu düşünüyorum. Makro ölçekten başlamak gereken geniş etkilere sahip projeler. Uluslararası proje izlenimlerimde gördüğüm ve bizde olmayan, metropollerin olmazsa olmazı “metro ağı”. Köprü, havalimanı, stat gibi projelerin metro ile eş zamanlı entegrasyonunun sağlanması gerekir. Göktürk’ün bugün bile ihtiyaca cevap veremeyen altyapısını ve fiziksel şartlarını, havalimanı ve köprünün yaratacağı yoğunluğu ve rantı öngörerek revize etmek, sürdürülebilir ve çevreye saygılı kapasite artırımına gitmek, çözüm odaklı projeleri şimdiden üretmek gerekir. İlerleyen zaman içinde en basit ve hissedilen olacak olan trafik sorunu, çevre kirliliği ve doğaya verilen dönüşü olmayan zarar Göktürk’ü bir kaos ortamına sürükleyebilir. Çok sevdiğim bir Kızılderili atasözü aslında durumu özetliyor: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

 

Peyzaj mimari gözüyle

BEGÜM ERYILMAZ  Mimar- Peyzaj Danışmanı

Göktürk’e taşınırken herkesin hedefi eminim yeşiller içerisinde kurtarılmış bir hayat yaşamaya yönelikti. Ama gelişim öyle olmadı. Genel bir kentsel tasarım projesi olmadığı için ne yazık ki modern bazda bir çarpık yapılaşma söz konusu. Zaman içeresinde arz-talep doğrultusunda yapılaşma arttı ama ne yazık ki kentsel ölçekte bu planlanma bu hızda yapılamadı. Ana arterler ihtiyaca karşılık veremez hale geldi. Ağaçlar kesilerek yapılan kaldırımlar yürüyüş ve bisiklet parkurları tanımlanmadığı için kullanılamaz hale geldi.

Göktürk’e hitap edebilecek bir park tanımı, bunun gelişimle beraber yapılmadığı için, doğa için, çocuklar için taşınmış bir topluluk hala bu ihtiyaçlarından uzak, siteler içinde kümeleşmiş bir halde yaşar hale geldi.

Sosyal olarak bizlerin siteler, okullar ve küçük köy meydanı dışında bir araya gelebildiğimiz, kaynaştığımız her şeyden öte bunu doğayla birleştirdiğimiz bir alanımız yok sayılır. Var ama yeterli değil, yeşil değil. Bu bağlamda Göktürk Fidanlığı gibi bir değerin halka kazandırılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu alanda yaratılacak parkla, yürüyüş ,koşu parkurları, çocuk parkları ve açık alan jimnastik alanları, çocuklar ve yaşlılar için hobi merkezleri, her yaşa hitap eden bitki dikim kursları, çocuklar için organik bahçeler, seminer alanları gibi bir çok ihtiyacı içinde barındıracak bir doğal yaşam parkı ile bizlerin doğaya dönüş ihtiyacı bir nebze sağlanabilir. Göletler, ağaçlar, bitkiler eklenerek mevcut doğal doku kolaylıkla güçlendirilebilir. Bunu yaparken tüm fidanlık da kullanılmak zorunda değil, üretim alanlarına da yer ayrılarak rahatlıkla bu aktiviteler tasarlanabilir.

Böylece insanların siteler içinde kurmaya çalıştıkları yaşamlar kentsel ölçeğe taşınarak, Göktürk’e çok önemli bir değer kazandırılabilir. Bu ivedilikle yapılmazsa daha sonra ne yazık ki bu tarz kurtarılmış yerler kalmayacağı için yeni bir çaba için çok geç kalınmış olabilir. Biz de bu konuda üzerimize düşen görevi memnuniyetle yapmaya hazır oluruz.

10 yıl sonra yeni ama betonlaşmış bir Etiler olacağız gibi geliyor bana. Eminim rant bazında bu çalışmaların çok büyük bir katkısı olacaktır ama yaşam bazında çok şey götürecek. Havaalanı ve 3. Köprüden dolayı ciddi oranda bir gürültü ve kirlilik bizi bekliyor. Onun içinde  çok geç kalınmış değil. Fidanlığın ön hattını kapsayan ve Selenium Evleri’ne doğru devam eden yoğun ağaçlandırma çalışması ve ses duvarları Göktürk’ü bir nebze de olsun koruma altına alacaktır.

Hepimizin yaşadığı ve yaşamak istediği bir yer olduğu için şimdiden insanların bu konu da görev alması gerektiğini düşünüyorum. Belki bir Köy Halkı Meclisi oluşturularak fikirlerin Belediye ile paylaşılarak beraber hareket etmeye bir alt zemin hazırlanması düşünülebilir.

 

Mimar gözüyle
BARIŞ HACIBAŞIOĞLU, Mimar

Göktürk’teki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Göktürk’ün İstanbul içinde modern butik bir sayfiye bölgesi olmasını sağlayan yapılarına yenilerinin de eklenmesiyle bugün ve yakın gelecekte çarpık yapılaşmaya doğru gideceğini düşünüyorum. Günden güne daha belirgin hale gelen bu durum beraberinde birçok sorunu da getiriyor. Göktürk’ü özel yapan kriterler aşırı yapılaşma ile ortadan kalkmaya ve İstanbul’un herhangi bir başka şehir merkezi haline gelmesine neden oluyor. Mutlaka yeni yapılar yapılacaktır ama özellikle İstanbul caddesi üzerinde bulunan önceden inşa edilmiş yapılar için özel bir takım estetik kurallar (dış cepheler, tabelalar vb. konular) geliştirilmesi ve artan nüfusla ve park problemleri nedeniyle trafik gibi sorunların ortaya çıkması birçok yerleşim yerinde olduğu gibi Göktürk’ün de kontrolsüzce yapılaşmasının bir eseridir.
Fidanlık alanı sizce nasıl değerlendirilmeli?
Fidanlık alanı, Göktürk için çok önemli ve çok iyi değerlendirilmesi gereken bir konumdadır. Konumu ve niteliği itibarıyla bu özel alan mutlaka dünyada da örneklerini gördüğümüz şekilde insanların farklı şekillerde sosyalleşebileceği ve nefes alabilecekleri bir park haline gelmelidir. Ben bu alanı çok önemsiyorum ve bu alan hızlı bir etüt ile değil gerekirse şehir planlamacıları arasında bir yarışma ile hatta uluslararası bir yarışma ile planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Fidanlığın doğal bir yaşam parkına dönüştürülmesi çevreye nasıl bir katkı sağlar?
Bu şekilde çözülmüş bir park Göktürk ün tanıtımı dahil estetik işlev ve ihtiyaç ekseninde birçok artı değer getirecektir.
Nasıl bir park olabilir?
Bu şekildeki bir park tematik bir park olabileceği gibi mesela çok özel belli başlı sahne sanatları için de kullanılabilecek ama aynı zamanda insanların kendi kendilerine de kalabilecekleri ya da çeşitli workshop’lara ev sahipliği yapabilecek nitelikte olabilir. Bunlar ilk aklıma gelenler tabi ki bütün bunlar geliştirilebilir ve çoğaltılabilir örneklerdir.
Sizce 10 yıl sonra nasıl bir Göktürk bekliyor bizi?
Üzülerek söylemeliyim ki 10 yıl sonra Göktürk (şu an ki gidişe bakarak) insanların
Yeni bir Göktürk aramak için kaçmak isteyeceği bir noktaya doğru gidiyor. Gerekli önlemler alınmazsa ve bilinçli hareket edilmezse bundan kaçış gözükmüyor.
Havaalanı ve 3. Köprü güzergahında olan Göktürk’ün geleceği nasıl planlamalı?
3. Köprü ve havaalanı güzergahında olan Göktürk’ün geleceğini bu yapılar önemli ölçüde etkiliyor. Her ne yapılırsa yapılsın büyüyen İstanbul’un içinde kaybolacak eski bir mahalle haline gelmemesi önlenmelidir ama bunu gelişimi önleyerek değil, var olan nitelikleri koruyarak, havaalanı ve ona bağlı yapılacak birçok diğer yatırımları da düşünerek hareket etmek lazım. Benim görüşüm, bu yapılacak yatırımlara destek olacak özel bir yerleşim (konut anlamında) olarak Göktürk’ün gelişmesini istiyorum ama bu konutlar tüm alt yapıyla beraber planlanıp ikonik yapılar halinde olmalı ve yıllar sonra bile yaşamak için bir tercih noktası olarak kalmalı. Göktürk’ün bir ticaret merkezi haline gelmesi bana çok mantıklı gelmiyor. Ama büyük yatırımların yapıldığı yerler bu kaderi sonunda mutlaka yaşıyorlar.
Eklemek istedikleriniz…
Göktürk’te çalışan ve yaşayan bir insan olarak Göktürk’ün geleceği hepimizi ilgilendiriyor. Bu konuda hangi meslekten olursa olsun herkes, kendi alanında mutlaka bir çift laf etmeli diye düşünüyorum. Biriken bu fikirler Göktürk’ün geleceğinin şekillenmesinde mutlaka faydalı olacaktır.

 

BENAL YILMAZ ÇALIŞKAN, Yüksek  Mimar

Göktürk’teki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kemerburgaz’a ilk olarak 90’lı yılları başında rahmetli Esat Edin’in danışmak istediği konular olduğunda gelmeye başlamıştım. Sevgili Esat Edin’in perspektifi beni çok etkilerdi. Kemer Country projesinin ardından gelişmeye başlayan Göktürk, yapılaşmasıyla beni hayal kırıklığına uğratmıştır. Yeni bir yerleşim alanı olmasına rağmen son derece plansız ve sıkışık bir yerleşim alanı oldu. Alan yokluğu nedeniyle daha da sıkışmış vaziyette Göktürk. Biz buraya oğlum doğduktan sonra taşındık. O zamanlar en azında trafik diye bir problem yoktu. Etiler, Levent’ten geldiğimiz için tüm arkadaşlarıma ‘‘Köy de yaşıyoruz, kasabın marketin önene aracımı bırakıp rahat rahat alışveriş yapıyorum’’ diye hava atardım. Şimdi ise arabamı mümkün olduğunca kullanmamaya çalışıyorum çünkü araba ile hareket etmek, park yeri bulmak iyice zorlaştı. Baştan şehir planlamacılığı adına hiç bir şey yapılmadığı için bugün bu sorunları çözmek gitgide zorlaşıyor. Burada oturmak isteyenlerin talebine rağmen yeni inşaat yapılacak boş yer bulunamıyor. Bu nedenle bölge tam anlamıyla yok satıyor. Yapımına başlanılan son projeler ise yer yokluğundan ‘modern mimari’ adı altında iç içe-sıkışık olarak yapılıyor. Bana göre mimari açıdan son derece keyifsiz siteler inşa ediliyor.

Bu arada Göktürk için önemli olaylardan biri de 2B arazilerinin durumudur. Geçen hafta yıllardır beklenen karar onandı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi toplantısında Göktürk 2B planlarının İBB Meclisi’nden geçtiğini açıkladı. Bu kararlar sonucunda nasıl bir emsal değeri öngörülecek merakla bekliyorum. Eski Belediye Başkanı, bu alanlardaki emsal değerinin 4 değil 1 olacağını söylüyordu; şu andaki durum nedir henüz bir bilgim yok. Şöyle özetleyeyim; çok kaba bir hesapla emsalin 1 olması durumunda bu, bölge nüfusuna 20-21 bin kişinin daha eklenmesi anlamına gelir. Eğer bu emsal daha yüksek verilirse bu sayıda o çarpan oranında artar. Bir de bu 2B arazileri ile rakamların çok yüksek olması sebebiyle ağırlıklı yabancı yatırımcıların ilgilendiğini biliyoruz. Suudiler, Araplar, Ruslar ve Azeriler satın almaya başladı diye dedikodular var, bu ne getirir ne götürür bilemem…

Fidanlık alanı sizce nasıl değerlendirilmeli?

Yurtdışında benzer parklar halka açıktır ve halkın nefes alması için özellikle dizayn edilen bu tür alanlar kamu yararına kullandırılır. Hiç kuşkusuz fidanlık alanı, Göktürk halkının bir araya gelme alanı olmalıdır. Zaten ciddi anlamda eksik olan yeşil alan sorunu, kültürel faaliyetleri de içine alacak bir tasarımla birleştirilerek, Göktürk halkının kullanımına açılmalıdır. Spor yapılabilen, çocuklarımızla zaman geçirebileceğimiz, konserler sergilerle renklendirilecek yeşil bir alan ciddi bir ihtiyaçtır. Doğa ve kültür parkı konsepti, iyi ele alınırsa diğer bölgelerden de ister istemez insan çekecektir. O noktada yapılacak herhangi bir yapılaşmayı Göktürk’ün kaldırma ihtimali yoktur. Yıllardır duyduğumuz, TOKİ bu alana konut yapacak dedikodusunun, dedikodu olarak kalması en büyük temennimdir. Biz meslek insanları için bu tip arazilerin ticari değeri son derece nettir ancak her şeyin para olmadığı naif bir dünya hayal etme hakkımı saklı tutmak istiyorum.

Fidanlığın doğal bir yaşam parkına dönüştürülmesi çevreye nasıl bir katkı sağlar? Nasıl bir park olabilir?

Fidanlığın bölge halkının faydalanacağı bir alan olması gerektiğini düşünüyorum. Bulunduğu konum ve büyüklüğü itibari ile farklı bölgelerden trafik almaya uygun olmadığı kanaatindeyim. Dolayısıyla bölge halkının sosyalleşebileceği, uzun süreli zaman geçirebileceği bir alan olmalıdır. Spor, kültürel etkinlikler, yeme içme vb. konuları barındıran yemyeşil bir alan ilk akla gelen… Bu düşünce çok naifse; tasarımı ve sanat konsepti doğru tanımlanmış bir açık hava müzesinin de çok ilgi çekebileceğini ve gelir getireceğini de düşünmekteyim.

Sizce on yıl sonra nasıl bir Göktürk bekliyor bizi?

Sıkışmış, küçük bir alan aslında Göktürk, dolayısıyla büyüyebileceği alanlar da sınırlı. 10 yıla kalmadan şehrin dışı diye tanımlanan beldemiz, şehrin içinde kalmış olacak. Trafiği ve yoğunluğuyla İstanbul’a yakışır bir bölge olacaktır. Mevcut kitle de zamanla bu bölgeden kaçacaktır diye düşünmekteyim. Ben şu anda burada yaşamaktan son derece memnunum. Yürüyerek tüm aradıklarımı bulabilmek, kısa sürede yeşil alanlara ulaşabilmek, sitelerimizin sosyal olanaklarından yararlanabilmek, oğlumun okulunun yanı başımızda olması vb. konularda… On yılın sonunda biz burada olur muyuz bilemem ama yukarıda bahsettiğim konuların iyileşerek korunmasını isterim. Yepyeni yeşil alanların eklenerek şehrin karmaşasından kaçan insanlara aradıklarını verebilen bir bölge olmaya devam edeceğini umalım. Diğer bölgelerden farklılık ancak şehir planlaması anlayışı ile yapılarımızın mimari kimliği ile oluşur. Spor faaliyetleri, kültürel faaliyetlerle ilgi çekip, diğer bölgelerden insanların bu bölgeye gelmesi sağlanabilir. Bu on yıl içinde gelişmelerin bu yönde olması dileğiyle…

Havaalanı ve 3. Köprü güzergahında olan Göktürk’ün geleceği nasıl planlanmalı?

Mimar Sinan, Mithat Paşa ve Göktürk Mahalleleri ile bir beldeye dönüşen Kemerburgaz, şehir merkezine kolay ulaşılabildiği özelliğinin yanı sıra 3. Köprü, havaalanı ve Kuzey Marmara Otoyolu projeleri ile son beş yılın en gözde beldesine dönüştü. Piyasalar konuyu böyle ele alıyor. Gerçek anlamda bir şehir planlaması olmayan bölge için birçok konuda zaten geç kalınmıştır. Umarım altyapı sıkıntıları belli olan bölge iyice iştah kabartıp, son alanları olan 2B arazilerinin üzerine emsal değeri yüksek yapılaşmanın kurbanı olmaz. Bu çok vahim sonuçlar yaratır. Havaalanı ve köprü güzergahında olması kuşkusuz emlak değerlerini arttıracaktır ancak hava kirliliği ve ses kirliliğini de beraberinde getirecektir. Bundan sonrası için doğru olan düşük yoğunluklu, sağduyulu bir planlama anlayışının hakim olmasıdır.

 

Yaşayanlar gözüyle


DUYGU YONTAR GÜLER, Pet Otel sahibi
Öncelikle iki çocuk annesi olarak büyük bir oyun parkı olması taraftarıyım. Onun dışında yeşillik bozulmadan yürüyüş yolu ve bisiklet parkuru olmasını isterim.

HÜSEYİN AĞIRGÖL, Elektrik malzemeleri dükkanı sahibi
Spor aktiviteleri yapılabilecek bir alan olsun ama yeşillik bozulmasın istiyorum. Buldukları her boş alana bina yapıyorlar, nefes alabileceğimiz yer kalmadı. Mesela bir emeklinin, yaşlının veya dışardan gelen birinin oturup çay içip sohbet edebileceği bir alan yok. Kafe gibi yerler yerine yeşil alanlar muhafaza edilmeli.
ÇİĞDEM YAMAK, Emlak ofisi sahibi
Fidanlığın Göktürk için yeşillikli yürüyüş merkezi olacak, hava alınabilecek bir alan olmasını arzu ederim.

DALİ AKYOL, Ev Hanımı
Buranın yerlisi için çok amaçlı bir alan. Çocuk parkı, kaykay yapma alanı, basketbol ve voleybol sahası, yürüyüş yolu ve güzel bir peyzajla harika bir yer haline getirilebilir.

SİNAN SORGUÇ, Restoran sahibi
Yeni bir yerleşim olan Göktürk maalesef yeşil alanlar olarak çok sığ kalmıştır. İnanılmaz derecedeki betonlaşma yüzünden çok az park ve bahçe barındırıyor. Göktürk Fidanlığı halka acilen açılıp kullandırılmalı ve değişik aktivitelerin olduğu bir park haline dönüştürülmelidir. Bu alanda geniş açık hava spor olanakları yürüyüş bisiklet, yapay göller ve dinlenme alanlarının oluşturulmasını düşünüyorum. Eğer bu fidanlık değerlendirilmediği taktirde maalesef katledilecektir.

1200 m2 Göktürk’lülerin nefes almasına yetecek mi?

Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın

‘‘Göktürk Fidanlığı için Orman Bakanlığı ile protokolü imzaladık ve beş yıllığına tahsis edildi. Eski Mado’nun oradan başlayıp fidanlığın yanına uzanan 1200 m2 bir alanı bize tahsis ettiler. A kalite yürüyüş parkuru, spor istasyonları ve bir kısmı da bisiklet yolu olacak. Mimarlar projeyi çiziyor, birkaç ay sonra hizmete açacağız. Göktürklüler’in nefes alma noktalarından biri olacak.’’

Bir önceki yazımız olan Göktürkte yeni yıl partileri 2015 başlıklı makalemizde göktürkteyeniyıl, göktürkteyeniyılpartisi ve kemercountry hakkında bilgiler verilmektedir.